06 Şubat Pazartesi sabaha karşı saat 04.17’de merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi olmak üzere yerin 7 km altında gerçekleşen 7.7 şiddetindeki deprem ile Türkiye’nin yarısı sallandı. Herkes depremin yıkıntısına ve artçı sarsıntılarına odaklanmışken 13.24 Elbistan İlçesi’nde meydana gelen 7.6 şiddetindeki yeni bir depremle Türkiye yeniden sarsıldı.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa, Adıyaman, Elazığ, Adana ve Osmaniye illeri depremden en çok etkilenen ve can kayıplarının yaşandığı iller oldu. Yürekler yangın yeri.
1939 yılında meydana gelen 7.9 şiddetindeki Erzincan Depremi’ son yüzyılın en büyük depremi olsa da 7.7 şiddetindeki deprem ile ülkenin yarısını sallamış ve özellikle on ildeki yıkıcı etkisiyle tarihin en büyük depremleri arasındaki yerini almıştır.
Şu ana kadar can kayıplarının nihai durumu belli değilse de kış mevsiminin soğuk günlerinde meydana gelen deprem yaraya tuz basmaktan beter bir durum yaratmıştır. Son duruma göre yıkılan bina sayısının 6000’e yakın olduğu tahmin edilmektedir. Ki bu da vahim ve endişe verici sonuçlara işaret etmektedir.
Doğu Anadolu Fay Hattı’nın Malatya-Hatay arasındaki yer kabuğunun kırılması ile sonuçlanan depremin en son 1513 yılında olduğu ve yaklaşık 520 yıldır söz konusu hattın enerji biriktirdiğinden bahsedilmektedir.
17 Ağustos 1999 tarihindeki 7.4 şiddetindeki Gölcük Depremi’nden sonra “deprem değil bina öldürür” önermesinin sonucunda yine can alan binalar oldu. Öyle ki yuvalarımızı oluşturan binaların dayanıklılığı ile ilgili kamuoyunda 1999 Öncesi, 1999-2007 Arası ve 2007 Sonrası biçiminde bir üçlü yaklaşımın oluştuğu görülmektedir. Gerçekten de yıkılan binaların yüzdesel oranlamasına bakıldığında 1999 yılı öncesi yapılan binalardaki can kayıplarının çok olduğu görülmektedir.
Günümüzden 25 yıl geriye gittiğimizde 30 Ekim 2020’de 6.9 şiddetindeki Ege Denizi Depreminde 117 kişi, 24 Ocak 2020’de 6.8 şiddetindeki Elazığ- Sivrice Depreminde 44 kişi, 9 Kasım 2011’de 5.6 şiddetindeki Van-Edremit Depreminde 40 kişi, 9 Kasım 2011’de 7.2 şiddetindeki Van-Tabanlı Depreminde 604 kişi, 2 Temmuz 2004’de 5.2 şiddetindeki Ağrı-Doğubeyazıt Depreminde 18 kişi, 1 Mayıs 2003’de 6.4 şiddetindeki Bingöl Depreminde 177 kişi, 3 Şubat 2002’de 6.5 şiddetindeki Afyonkarahisar-Sultandağı Depreminde 44 kişi, 15 Aralık 2000’de 5.8 şiddetindeki Afyonkarahisar-Sultandağı Depreminde 6 kişi, 12 Kasım 1999’da 7.2 şiddetindeki Düzce Depreminde 894 kişi, 17 Ağustos 1999’da 7.4 şiddetindeki Kocaeli-Gölcük Depreminde 17118 kişi, 27 Haziran 1998’deki 6.2 şiddetindeki Adana-Ceyhan Depreminde 146 kişi ölmüştür.
Depremler bu coğrafyanın içinde bulunduğu durumun doğal bir sonucu olsa da ortaya çıkardığı milyarca lira mal ve on binlerce can kaybı bunun doğal bir sonucu değildir.
Başın sağ olsun Türkiye’m.